22 Kasım 2014 Cumartesi




BEYOND TWO SOULS VE HİSSETTİRDİKLERİ

Neresinden başlayacağımı, nasıl anlatacağımı bilemediğim bir oyun Beyond Two Souls. Oynayalı epey oldu ama sırf bu oyun için bile Ps 3 alınabileceğini söyleyebilirim. Uzun soluklu Ps 3 hayatımda bu makineyi özel kılan ender oyunlardan biriydi. Oynayalı çok oldu ama yazmak bugüne kısmetmiş. 

Öncelikle eşimin etkilendiği ve izlediği ilk konsol oyunudur kendisi. Eşimi oyun dünyasına biraz sokabilmek için sayısız çaba sarf etmişimdir. Hatta Ps 3 move kolundan, parti oyunlarına, kinectli X box'a kadar pek çok yola başvurmuşumdur. Bunlar fayda etmezken, sadece Beyond'u defalarca sormuştur bana:  O oynadığın oyunun ismi neydi? Beyond Two Souls oyun dünyasına bu kadar yabancı bir insanı bile kendine hayran bıraktığına göre varın siz düşünün.

Peki Beyond Two Souls'u özel kılan nedir? Bence yaşattığı duygu yoğunluğu ve hikaye. David Cage'in yaptığı diğer tüm oyunlardan sonra ki Fahrenheit ve Heavy Rain'i de oynamış biri olarak, bittiğine üzüldüğümü ve yıllar sonra bile aklıma geldiğini söyleyebilirim. Ama en az bu oyunlar kadar etkisi olan  Silent Hill 1, Silent Hill 2 ve Alone in the Dark A New Nightmare'i de hemen parantez arasına ekleyeyim. Neyse konuyu fazla dağıtmadan tekrar vurgulayayım. Beyond Two Souls'u özel kılan nedir? Duygu yoğunluğu ve hikayedir. Bir oyunun eğlenceden çok daha fazlası, edebi bir kitap ya da duygu yoğunluğu ile yazılmış bir şiir de olabileceğini kanıtlamıştır Beyond Two Souls. Bu alışılmadık tarzı nedeniyle de kimi insanlar tarafından acımasızca eleştirilmiştir. Eleştirileri şu şekildedir: "Doğru dürüst oynamıyorsun bile, şu tuşa bas, bu tuşa bas". Ama bence göremedikleri şudur, bu bir oyundan çok özenle yazılmış bir edebi kitap ya da özenle yönetilmiş bir sinema filmi gibi sanatsal bir eserdir. Nasıl ki bir roman okurken kitabın kahramanı gibi yaşarsınız ya da bir film izlerken kendinizden bir şeyler bulup "aman oraya girme, aman şunu yapma" gibi tepkiler verirsiniz, işte bu oyun da tam böyle duygular hissettirir size. Sadece oynadığınızın bir oyun olduğunu unutup, arkanıza yaslanmanız ve David Cage'in anlattıklarına kendinizi bırakmanız gerekmektedir. Üstelik o bu güzel hikayeyi yaparken sizin de olaylara müdahale etmenizi istemiş ve pek çok sonucu olabilecek tercihleri size bırakmıştır. Yani çoğu oyuncunun dediği gibi "o tuşa bas, şu tuşa bas" yaparken, aslında sizin o karakteri giymenizi ve onun hayatına bir yön vermenizi sağlamıştır. Verdiğiniz her kararın farklı bir senaryoya yol aldığı bu oyunda iyi bir karşılık mı göreceğiniz yoksa kötü bir bedel  mi ödeyeceğiniz tamamen sizin kişisel karakterinize kalmıştır. 

Tamam anladık da, konu ne? Karakter kim? Bunlara hiç değinmemişsin diyenlere ise sadece şunu söyleyebilirim: Gidin ve oynayın bu oyunu. Çünkü yukarıda yazdığım gibi bu oyunu özel kılan hissettirdikleridir. Bana hissettirdiklerini yazmanın oyunun içeriğini anlatmaktan daha etkili olacağını ve sizi merakta bırakacağını düşünerek yazımı bitiriyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder