28 Nisan 2015 Salı

SJCAM 4000 WIFI TÜRKÇE İNCELEME VİDEOSU


Merhaba herkese. Son zamanlarda özellikle motosiklet kullanıcılarının gözdesi haline gelen ve ucuz ama kaliteli çakma GoPro olarak da adlandırılan SjCam 4000 wifi model kamera için bir inceleme videosu çektik. Daha önce ara sıra bloğumu takip edenler varsa bilirler, SjCam 4000 wifi modelinin oldukça detaylı bir incelemesini fotoğraflarla da süsleyerek yazmıştık, şimdi de bir video incelemesi yaparak kameraya daha yakından bakıyoruz. Bu modelin Türkiye piyasasında oldukça meraklısı olduğunu biliyorum ve incelemenin faydalı olacağını düşünüyorum. Herkese iyi seyirler. 

22 Nisan 2015 Çarşamba

SONY XPERIA Z3 DETAYLI İNCELEME


Sony'nin amiral gemisi Z serisisinin son üyesini aldım elime, enine boyuna inceledim arkadaşlar. Şu ana kadar Samsung, LG, Nokia gibi dev markaların en üst seviye modellerini kullanmış biri olarak, Z3'ü hepsinden fazla beğendim. Daha önceki telefonlarımı da hep severek kullanmışımdır ama illa ki birkaç eksik, beğenmediğim birkaç özellik de gözüme batmıştır. Mesela kamerası mükemmeldir, tasarımı kötü, tasarımı güzeldir ama çizilmeye karşı dayanıksızdır vb. Z3'de ise bu problemlerin hiçbirini yaşamadım. Tasarımı, kaliteli kasa yapısı, mükemmel kamerası, net ve yüksek çıkışlı ses kalitesi, remote play özelliği, Android oyunlarındaki performansı ve radyosu beni benden aldı bu telefonun. Ama kadı kızında bile kusur bulmak gerekirse, şarj yerinin kapağı pek hoşuma gitmedi diyebilirim. Ama o kadar da büyütülecek bir şey değil, özellikle kusur bulmak için aradığımda buldum bu eksikliği. Bir de Note 3'ten sonra ekran biraz ufak geldi ama bu da Note gibi bir modelden sonra hangi markaya geçilirse geçilsin yaşanabilecek bir durum sanırım. Ayrıca, ekran küçük kaldı ama cebime de rahat rahat sığıyor, Note 3 gibi bombe yapmıyor. Oturunca bir yerlerime batmıyor vs. Note telefonunun kalemini de ekleselermiş bu cihaza, bence piyasada eline su dökebilecek başka bir telefon kalmazdı. Bak o kadar anlattım anlattım en önemli 2 özelliğini atladım aletin. Su ve toza karşı dayanıklı olması ile şarjının inanılmaz derecede uzun gitmesi. Ben aklıllı telefonlar içinde bu kadar şarjı uzun giden telefon görmedim. Hele ki oyun falan oynamıyorsanız, nette de çok dolaşmıyorsanız, "alo" demekle bitmeyen, ne zaman şarj ettiğinizi unutturan bir pili var cihazın. MÜKEMMEL. Bir de yağmur altında teli ıslanmayacak bir yere saklma çabası da yok, hatta açın yağmurda fotoğraf çekin. Neyse, artık kendisi hakkında düşündüklerimi bir kenara bırakıp, hakkını vererek çektiğime inandığım inceleme videosuyla başbaşa bırakmak istiyorum sizi. 




Umarım beğenmişinizdir. Lütfen bloğuma yada youtube kanalıma abone olmayı unutmayın. Tekrar görüşmek üzere.

16 Nisan 2015 Perşembe

EN SON NE OYNADIM 5?


Son zamanlarda otomobil yarışları gündemimden düşmüyor. Assetto Corsa her daim favorim, bir yandan da Ps 4'de Driveclub'a başladım. Assetto Corsa için çok şeyler yazmıştım zamanında, biraz Driveclub hakkında yazacak olursam, öncelikle kimi oyuncuların ve eleştirmenlerin yerden yere vurduğu kadar kötü bir oyun olduğunu düşünmediğimi söyleyebilirim. Oynanış arcade tarzında, evet bu simülasyon tutkunlarının pek sevmediği bir durum, özellikle de konsollarda Gran Turismo ve Forza serilerine alışık olanlar için biraz yadırganacak bir tarz. Ama oyun o kadar da arcade değil, yani bir nfs kadar bas gaza oraya buraya çarp geç tarzında değil, yolunuzda doğru gitmeye çalışıyorsunuz. Ayrıca araç içi kamera sistemi ve dinamik hava efektleri çok başarılı, işte bu nedenlerle oynanmayı hak ediyor bence. Oyunda beni en çok kızdıran ve saçma bulduğum özellik ise siz ne kadar doğru gitmeye çalışsanız da diğer araçların size gelip sürtünmeleri, çarpmaları gibi pek çok tahrik edici unsuru bulunduruyor olması. Bu kısım olmasaymış daha eli yüzü düzgün bir oyun olurmuş kanaatindeyim. Bu oyun hakkında söylemek istediklerimi özetleyecek olursam, bir Gran Turismo yada Forza serisi olmadığını ve konsollarda bu kalitede oyun bekleyenleri şimdilik tatmin etmediğini söyleyebilirim. Bu oyun Playstation'da Gt severleri bir nebze oyalayacak bir tadımlık oyun bence, ama Playstation'un tanıtım aşamasında gösterildiği gibi çok büyük umutlarla çıkarılmasına rağmen, asla bir Gt serisinin yerini dolduramayacak hatta yanından bile geçemeyecek kalitede, onu da bilin. Ama dediğim gibi Gt serisini bir yere bırakacak olursak bir süreliğine Ps 4'deki yarış kıtlığını gayet iyi dolduruyor, tabii sadece Gt gelene kadar. 

Konsolu bir tarafa bırakırsak, benim açımdan Pc cephesinde şu an oynadığım ve övebileceğim herhangi bir oyun yok. Sadece Assetto Corsa ve Project Cars'a bakıyorum, onun dışında Pc cephesinde yeni bir oyun oynamadım. Bunda bilgisayarımın bozulup tamire gitmesi de etkili oldu tabii. Bilgisayarım servise gidince android oyunlarına sardım bir süre. Gelin android oyunlarını 3. paragrafta konuşalım.

Android'de keşfettiğim basit ama saran küçük oyunlardan başlayacak olursam. Öncelikle Traffic Racer'ın gönlümde taht kurduğunu söyleyebilirim. İzometrik bakış açısıyla oynanan bu oyun trafikte envai çeşit makaslar attığınız ve ne kadar iyi makas atarsanız o kadar çok para toplayıp daha güzel arabalar aldığınız bir oyun. Beni bayağa sardı. Videosu da aşağıda. İzleyin bakın, eminim sizin de ilginizi çekecektir. 



İkinci Android oyunum ise Can Knockdown. Elinize toplar alıp sürükle bırak yöntemiyle attığınız ve farklı şekillerde dizilmiş konserve kutularını devirmeye çalıştığınız bu oyun da oldukça eğlenceli ve uzun saatler vaat ediyor. Onun oynanış videosu da aşağıda efendim.



Bu yazımda son olarak bahsetmek istediğim diğer bir Android oyunu ise Zombie Hq. Gene izometrik bakış açısıyla oynanan bu oyunda, birbirinden farklı haritalarda birbirinden farklı zombi türlerini alt etmeye çalışıyoruz. Silah ve ekipman geliştirme özellikleriyle ve de level atlama tarzıyla benim oldukça hoşuma gitti. Mutlaka bakın. Üstelik oynaması ücretsiz. Videosu mu? O da aşağıda.



Sağlıcakla kalın dostlar.