29 Mayıs 2015 Cuma

VDASH PRO FOR PROJECT CARS

20 Mayıs 2015 Çarşamba

KAWASAKI VERSYS 650 İNCELEME



Bir dostumun motosikleti. Beni kırmayarak getirdi, elimizden geldiğince anlatmaya çalıştık. Çok sağlam bir motosiklet. Ben hayran kaldım, ileride scooter'ı artık bırakıp böyle bir şeye geçmem gerekiyor duygusu uyandırdı bende. Umarım beğenirsiniz.

17 Mayıs 2015 Pazar

GOOGLE CARDBOARD İNCELEME



Google Cardboard'un plastik versiyonunu aldık enine boyuna tarttık, baktık, bir nevi inceleme yaptık arkadaşlar. Değişik bir tecrübe olmakla beraber, benim gibi evde 3d Tv izlemeyi alışkanlık haline getirmiş kişiler için fazla da bir albenisi olacağını sanmıyorum. Açıkçası beklediğimden kötü çıktı, hayalkırıklığına da uğradım. Daha farklı bir gerçeklik deneyimi ve daha iyi Google Play uygulamaları bekliyordum. Ama bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda çok az iyi uygulama var, geri kalanlar iyi değil hem grafiksel anlamda hem de içerik bakımından. Sanırım adam gibi bir sanal gerçeklik tecrübesi için biraz daha sabretmemiz gerekiyor. Oculus Rift ve Sony Project Morpheus'un biran önce çıkmasını ve herkesin ulaşabileceği fiyatlarda olması umuduyla.

14 Mayıs 2015 Perşembe

G27 SETTINGS FOR PROJECT CARS



Project Cars G27 ayarları. Oyunu bu ayarlarda gayet rahat oynuyorum. Ama ayarlardan önce Steering Wheel Wizard'ı çalıştırıp direksiyona ayar çekmeniz gerekiyor. Ayarlarla beraber bir oynanış videosu da ekliyorum.

3 Mayıs 2015 Pazar

YAMAHA X MAX 250 ABS İNCELEMEM


Herkese merhaba. Bugün sizlere kara kızdan bahsedeceğim. Kara kız benim X Max'e koyduğum isim :) Efendim motorumuz oldukça hoş. Fotoğraflardan belli oluyor zaten değil mi?


X max'in önden görünüşü, devasa bir motosiklet görüntüsünde, en çok bu yönüne aşık oldum diyebilirim. Araçların arkasında durduğunuz zaman, sizi dikiz aynasında görenler arkada kaliteli bir motor olduğunu fark ediyorlar. Bana öyle geldi, bilmem belki de ben ön kısma çok fazla anlam yüklemiş olabilirim :)

Motorun arka kısmı ise ön kısımdaki gibi heybetli değil ve arkaya doğru sivrilerek ufalıyor. Burada da benim gözümde bir yarış motorunun etkisine sahip bence.

Motor her yönden gayet yeterli büyüklükte duruyor, küçük motor izlenimi vermiyor diyebilirim. Özellikle yanına normalde gördüğünüzde gözünüze büyük görünen makineler park ettiğinde gerçekten pek ufak olmadığını hissettiriyor diyebilirim.



X Max sportif duruşa sahip bir motor, peki bu sportiflik ne kadar ruhunda var? Bence tartışılır, ama motorumuzun henüz rodaj aşamasında olduğunu belirteyim. Belki sonradan daha fazla açılabilir. Kilometre 250'de. Daha bebek adımları attık, büyüyeceğiz.

Efendim motorumuzun gösterge paneli ise gerçekten harika. Her şey dijital. Üstelik otomatik vites olmasına rağmen devir saatimiz bile var. Gece de rengi çok güzel oluyor. Turuncu, gözü yormayan, rahat okunan göstergeleri var. Ayrıca yol bilgisayarı hiç fena değil.


Önde bir de camımız var. Bizi önden esen rüzgarlardan çok fazla koruduğunu söyleyemeyeceğim. Anca çok düşük hızlarda etkisini görebiliyorsunuz, çünkü motorun oturuş pozisyonu oldukça yüksek. Ben 1,67 boyumla anca parmak uçlarımda basabiliyorum yere. Bu durumu benim gibi kısa boyluların dikkate almasında fayda var. Arkanızda artçınız varken, motoru durduğu yerde sabit tutmak bayağa yorucu olabiliyor. Ayak ucunuza bayağa ağırlık biniyor.


Bir de bizim X Max'de ABS var ki, işte esas süper olan kısmı bu. Çok memnunum. Eski motorum X City'de olduğu gibi ani fren yapmaktan korkmuyorum. X City'de 2 kere ani fren yapmış ve kayan lastiklerle motoru zor toplamıştım. Bu ABS insana güven veriyor, gaza daha bir rahat asılıyorsunuz. Durabileceğini bilmenin güveni var bu motorda, bunu size hemen hissettiriyor. X Max almaya niyeti olanlar 1000 TL farkı ödemekten kaçınmasınlar, naçizane tavsiyem.

Lastiklerimiz biraz küçük mü duruyor ne? Evet eski motorumdan biraz küçük, ama beni etkiledi mi? Hayır, henüz değil. Yeri gelmişken şunu da söyleyeyim, üzerindeki lastikler gayet iyi. Memnun kaldım. Hafif yağmurda, ıslak zeminde de kullandım, kaymadı.

Başka neler diyeyim? Bagaj. Bagaj. Bagaj. Bu motorun esas can yakan kısmı bu. 2 tane çeneden açılabilir tam kask alıyor ve hala orta kısımda biraz yeriniz kalıyor. Artçı konforuna değinecek olursam, o da gayet iyiymiş, sadece eşim bindi ve memnun kaldı. X City'den çok daha rahat olduğunu ve kendini güvende hissettiğini söyledi. Öteki motorda çok sallanmadan şikayetçiydi. Gerçekten de bu motorun süspansiyonları daha konforlu gibi. Klasik Yamaha sertliği var, ama X City gibi de değil, çok daha iyi.

Hep karşılaştırma yapıyorum X City ile. İster istemez yapıyor insan. Ama bakmayın siz X City şöyle böyle dediğime. O da gayet güzel bir makineydi. Hem onun da X Max'e göre artıları yok değil. Mesela lastiklerin daha büyük olması bir avantaj. Arkasında bagaj demiri hazır satıldığı için, ekstra 500-600 lira para verip bagaj demiri almaya gerek yok. Al çantayı taktır. Ön cam da önden esen rüzgarlarda X Max'den çok daha iyi koruyordu. Ama burada şunu da belirtmek isterim ki, X Max'in yan rüzgarlardan etkilenmesi X City'den çok daha az. Yakıt olarak bakarsak ise yakınlar diyebilirim. Bir de X City kısa boylular için zapt etmesi daha kolay bir motor. Ayağınız biraz daha yere basıyor. X City'nin bagajı bir çeneden açılır tam kaskı almıyordu, ama küçük de sayılmazdı. Gene bayağa bir eşyayı toplayabilecek bir bagajı vardı. Ayrıca keşke X Max'te de olsaydı dediğim ön kısımdaki askısı, alışveriş poşetlerini asmak için birebirdi. Torpido gözlerindeki yer olarak sanırım X City'nin kilitli tek parça olan torpidosu daha çok eşya alıyordu. X Max'te sağlı sollu 2 adet torpido gözü var, biri kilitli, biri kilitsiz. İçine anahtarlık ve gözlük kabı koyunca içi doluyor.

Motoruma çektiğim incelem videosu da aşağıda. Yüksek rüzgar sesi için kusura bakmayın. 


Bir de montaj yaparak çektiğim bir video var, ona da bakabilirsiniz. 



Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Hem X Max'i biraz anlattık hem de aynı kulvarda olan kardeşi X City ile kıyasladık. Aklınıza takılan, benim burada yazmayı es geçtiğim sorular olursa çekinmeden danışabilirsiniz. İyi günler.